This is default featured post 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured post 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

31 Mart 2014 Pazartesi

Mustafa Sarıgül neden kaybettiği analizini yaptı.

Sarıgül neden kaybettiğini açıkladı
Mustafa Sarıgül seçim sonuçlarını bir basın açıklaması ile değerlendirdi.

İşte Sarıgül'ün o açıklaması:
Olağanüstü bir dönem yaşayan ülkemizde; gerçek demokrasi için, ötekisi olmayan bir İstanbul’un mümkün olduğunu göstermek için, birlikte sevgiyle yaşanabileceğini göstermek için, İstanbul’un yüzde 50’sinin değil yüzde 100’ünün kucaklanabileceğini göstermek için, Partimin ve İstanbullu yurttaşlarımın bana verdiği tarihi sorumluluğun bilincinde yerel seçimlere katıldım.

Bu seçimlerin her anlamda kolay geçmeyeceğini çok iyi biliyordum. Bu karanlık dönemi aydınlatmaya çalışırken, seçim sürecinin ve gecesinin karanlık oyunlarla dolu olacağını siyasi tecrübem bana gösteriyordu. Gerçek demokrasiyi yerleştirmenin, değişmez kılmanın kolay bir yolculuk olmadığını biliyorum. Bunu bir kez daha gördük.

Ben bu yolculukta, halkımın bana verdiği sorumluluğun tüm gereklerini yerine getirdiğime kalpten inanıyorum. İstanbul’da yapılabilecek her türlü çalışmayı yaptık. Ben ve arkadaşlarım bu seçim sürecinde siyasi nezaketimizi koruduk. Yapılan bütün provokasyonlara karşın, yurttaşlarımıza projelerimizi anlatmak için gece gündüz çalıştık. Ama seçim öncesi yaşananlar seçimleri yerel seçim olmaktan çıkardı.

Türkiye genelinde alınan sonuçlar şunu gösterdi: Hak ve özgürlükler için, demokrasi için, inançlara saygılı laiklik için önümüzde çileli bir yolculuk var. Çocuklarımızın çağdaş bir Türkiye’de yaşaması için bu yolculuğu sürdürmek boynumuzun borcudur. 

İsterdim ki şaibesiz, şüphesiz, tertemiz bir seçim olsun ve bu seçim demokrasi yolunda önemli bir kilometre taşı olsun. Ama seçim döneminde yaşadığımız zorluklar, seçimlere sayılı günler kala kapatılan Twitter ve YouTube... seçim bürolarımıza ve otobüslerimize yapılan saldırılar... Seçime iki gün kala sahte SMS mesajlarıyla adaylıktan çekildiğim yolunda yalan haberler yayılması… Kadıköy mitinginin iptal edildiğine dair sahte haberler yapılması… Seçim gecesi olacakların da ipucunu veriyordu. Zamanlaması manidar olan elektrik kesintileri, ortalarda dolaşan oy torbaları ve benzeri olaylar bu seçimlerin siyaset tarihimize temiz geçmesine engel olmuştur.

Her şeye karşın Cumhuriyet Halk Partisi olarak İstanbul’da bugüne kadarki en yüksek oyumuzu aldık. İstanbul’da bu oy oranına ulaşmamız elbette bizim için teselli olamaz. Mazeretlere sığınmak siyasi karakterime aykırıdır. Yapmamız gereken daha çok kenetlenerek, hiç zaman kaybetmeden yarından itibaren dünden daha hırslı çalışmaya başlamaktır.

Bu güzel ülkenin, demokrasi yolculuğunu sabırla ve inançla kesintisiz sürdürmesi gerekiyor. Bıkkınlık, çaresizlik, umutsuzluk bize yakışmaz. Görmeyen gözlere, duymayan kulaklara gerçekleri göstermek ve duyurmak için sabırla yolumuza devam edeceğiz. İstanbul’da ve Türkiye’de görevimiz ve sorumluluklarımız devam ediyor.

Bu kampanya sürecinde İstanbullulardan büyük ilgi ve destek gördük. İstanbul’a şükran borçluyuz. Bu süreçte Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan büyük ilgi ve destek gördük. Kendilerine şükran borçluyuz. Bu süreçte başta İstanbul İl Başkanımız Oğuz Kağan Salıcı olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi örgütünden büyük ilgi ve destek gördük. Örgütümüze şükran borçluyuz. Bu süreçte değişim gençliğinden, değişim kadınlarından unutulmaz destek gördük. Onlara şükran borçluyuz. Böylesine büyük destek bizim sorumluluklarımızı arttırıyor. Sonuçların her koşulda İstanbul’a ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Ünlülerin bekaret itirafları


Geçtiğimiz günlerde ünlü oyuncu Brooke Shields bir dergiye bekaretini ne zaman kaybettiğiyle ilgili açıklama yaparak dikkatleri üzerinde topladı. Bunun üzerine The Sun gazetesinin internet sitesi ünlülerin kaç yaşında ilk birlikteliklerini yaşadığını derledi. 

Podyumların en güzel modellerinden biri olan Adriana Lima, bir dergi için verdiği röportajda oldukça samimi açıklamalarda bulundu. Victoria's Secret meleği olan Adriana Lima, ilk gençlik yıllarında evleneceği güne kadar seks yapmayacağını ve bu duruma erkek arkadaşlarının saygı göstermesi gerektiğini Saygı göstermiyorlarsa eğer bunun onu istemedikleri anlamına geldiğini düşündüğünü belirtti ve bekaretini de evlendikten sonra kaybettiğini açıkladı. Angelina Jolie ise bekaretini çok erken yaşta kaybeden ünlülerden biri. Hollywood'un en güzel kadınlarından olan
Angelina Jolie ilk ilişkisini 14 yaşında yaşadığını açıkladı.

Rachel Bilson: 14 yaşında ilk ilişkisini yaşadığını açıklayan genç oyuncu bunu annesine söyleyememiş.

Sienna Miller: İlk cinsel deneyimini 16 yaşında yaşadığını söyleyen oyuncu annnesinin onu dikkatli olması konusunda uyardığını söyledi.

Johnny Depp: İlk ilişkisini henüz 13 yaşında yaşamış.

Marcia Cross: Desperate Housewives dizisinin yıldızlarından Cross, bekaretini 18 yaşında kaybettiğini açıkladı.

Mick Jagger: Efsanevi müzisyen Jagger 12 yaşında ilk cinsel deneyimini yaşadığını açıklayarak şaşkınlık yarattı.

Kelly Osbourne: 16 yaşında ilk deneyimini yaşadığını söyleyen Osbourne, buna rağmen 13 yaşında kendisini hamile olduğuna inandırdığını anlattı.

Celine Dion: Ünlü şarkıcı şimdi eşi olan yapımcı Rene Angelil ile ilk birlikteliğini 20 yaşında yaşamış.

Brooke Shields: 'Mavi Göl' filminin unutulmaz yıldızı bekaretini 22 yaşında kaybettiğini söyledi.

29 Mart 2014 Cumartesi

Erdoğandan kıyı şehirlerine hakaret gibi konuşma.

Erdoğan Sarıyer'de düzenlenen mitingde şunları söyledi:

"Sarıyer'de de kentsel dönüşüm ve değişimle, Sarıyer'i beraber inşa edeceğiz. Bütün bunları el ele vermek sureti ile başarırız. Arkanızda bir merkezi yönetim, bir büyükşehir olmadıktan sonra başarılı olmak mümkün mü? Biz birçok yerde kentsel değişim, dönüşüm yapıyoruz ve oralarda vatandaş, 'ne olur bir an önce bizde de kentsel değişim, dönüşüm yapın' diyor. Çünkü modern şehirciliği onlarda yaşamak istiyorlar. Şu anda Beyoğlu'nda bu yaşanıyor. Yakışmıyor artık bu gecekondular. Ben kalkıp da CHP 'nin genel başkanı gibi yalan mı söyleyeyim?"


‘BAŞLARINDAKİ NE Kİ ALTLARINDA Kİ O OLSUN’
"Belediyecilik olarak CHP'nin şu anda aylık gelirinin sadece belediye çalışanlarına bile yetiştirmesi bile mümkün değil. Onun için bunların hizmet vermesi mümkün değil. Zaten bunların hizmet vermek gibi bir derdi de yok. Bunların bütün işi yalan, bunların bütün işi talan, iftira... Bunlar sadece rüşvet, bunlarla ayakta kaldılar. Başlarındaki ne ki altlarında ki o olsun."


‘KİLON NE Kİ ORAYA STAT YAPACAKSIN’
"O da ayrı bir cins. Arena'yı, Galatasaray Stadını 'ben yaptım' diyor. Yahu dürüst ol, bir defa o stadı yaptıran benim. Senle yakından uzaktan alakası yok. Arazisinden tut, yapımına varıncaya kadar... Ve oraya harcadığımız para 400 milyonu aştı. TOKİ olarak yaptırdık, Galatasaray'a teslim ettik. Kalktı bununla yine hava atmaya kalktı. İnsan utanır ama bunlarda ar yok. Bunlarda utanma yok. Senin bir defa kilon ne ki oraya stat yapacaksın?"

"Bunlarda seçimi kaybeden CHP'ye genel başkan oluyor. Kılıçdaroğlu İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu. Nüfusunu Kağıthane'ye getirdi. Sordular, 'nerede oturuyorsunuz?', 'Kağıttepe'de' dedi. Onunla da kalamadı, seçmen kartını da kaybetmiş, kendine oy da kullanamadı. İnanın buna 3 tane koyun teslim et, kaybeder gelir."


‘UTANMADAN ALEVİ, SÜNNİ AYRIMI YAPIYOR’
"Şimdi bakıyorum başı açıkla, başı örtülü kardeşlerim yan yana, normalleşme bu. Benim ülkemde ayırım yaptılar, başı örtülü ile başın açık kardeşimi birbirinden ayırdılar. Oda benim kardeşim, oda benim kardeşim. Çıkmış utanmadan Alevi, Sünni ayrımı yapıyor. Niye yapıyorsun? Sen kendin Alevi olabilirsin, bende Sünni olabilirim ama biz bu ülkenin vatandaşlarıyız. Niye bu ayrımı yapıyorsun?"


‘CHP'YE BAKIYORSUN KUMSALLARIN PARTİSİ’
"BDP'ye bakıyorsun siyasi Kürtçülük yapıyor, MHP 'ye bakıyorsun siyasi Türkçülük yapıyor, CHP'ye bakıyorsun kumsalların partisi. Hadi güle güle git kumsallarda oyna. Oy alamazsın, oyna. Olay bu."

Fenerbahçe'nin Avrupa'da zafer gecesi





Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımı, CEV Kupası finalinin rövanşında Rusya'nın Uralochka ekibini İstanbul'da 3-0 mağlup etti ve şampiyonluğa ulaştı.br />




Sarı Melekler kazandığı CEV Kupası şampiyonluğu ile aynı spor salonunda (Burhan Felek) saatler önce CEV Challange şampiyonu olan Fenerbahçe Grundig Erkek Voleybol takımından sonra sarı lacivertli camiaya aynı günde ikinci Avrupa kupası zaferini yaşattı.

8 Mart 2014 Cumartesi

Bebek fillere 220 bin lira bağış yaptı


Bebek fillere 220 bin lira bağış yaptı
Dünyanın en çok kazanan mankenlerinden Miranda Kerr, yaptığı bağışla konuşuluyor.

30 yaşındaki bir çocuk annesi Kerr, Tayland'daki bebek fillere yardım için 100 bin dolar bağışladı. Avustralyalı manken yardım çekini, Friends of the Asian Elephant adlı yardım derneğinin kurucusu Soraida Salwala'ya kendi elleriyle teslim etti. Kerr'in bu bağışı geçen ay yaptığı ancak konuya ilişkinin bilgilerin yeni ortaya çıktığı öğrenildi.Yardım derneğinin kurucusu Salwala "Gözetimimiz altında bir yaşında olan Naka gibi birçok bebek fil var. Annesi Naka'yı doğum sırasında öldürmeye çalışmıştı. Fakat biz onu bir yıl boyunca keçi sütüyle besleyip büyümesine yardımcı olduk" dedi. Salwala "Kerr'in cömert bağışının bebek fillere süt temin etmek amacıyla kullanılacağını" da sözlerine ekledi.

Tamer Karadağlı ciciş Esra aşkı


‘Çocuklar Duymasın’ dizisinin ‘taş fırın erkeği’ Tamer Karadağlı Kemerburgaz’da ‘Ciciş Kardeşler’den Esra Ersoy’la baş başa iki saat geçirdi. Görüntülendiğini anlayıp mekândan ayrılan Tamer Karadağlı aracını gazetecilerin üzerine sürdü.

Oyunculuğunun yanı sıra çapkınlıklarıyla da gündeme gelen Tamer Karadağlı, skandallarıyla tanınan Ciciş Kardeşler’den Esra Ersoy’la yakalandı.
Kemerburgaz BigChefs’te baş başa gözlerden uzak yemek yiyen ikilinin keyfinin yerinde olduğu gözlendi. Mekânda yaklaşık iki saat vakit geçiren Karadağlı ve Ersoy, görüntülendiklerini anlayınca adeta şoke oldu.

Masadan hemen kalktı
Karadağlı masadan hemen kalkarken sinirli bir şekilde aracına yöneldi. Sorulan soruları duymamazlıktan gelen Karadağlı, aracını gazetecilerin üzerine sürdü. Esra Ersoy ise, bu sırada mekânı arka kapıdan terk ederek bindiği taksi ile hızla uzaklaştı.(Milliyet

'Erkeklerin ne istediğini çok iyi biliyorum'


'Erkeklerin ne istediğini çok iyi biliyorum'
Güzelliğiyle erkeklerin başını döndüren Burcu Esmersoy, Hürriyet yazarı Sibel Arna'ya konuştu.

 Bir kadın gittikçe nasıl daha da güzelleşir?

- Yüzüm oturuyor galiba. Zamanla da kendimi daha iyi tanıdıkça doğal olana dönüş yapıyorum. Kaşlarımı kalınlaştırdım mesela, daha az makyaj yapıyorum, saç rengimle fazla oynamamaya başladım.

37 yaşında olduğunuzu duyan herkes ufak bir şok geçiriyor…

-Evet insanlar bu yaş meselesine inanamıyor. Bazen ben de takılıyorum ama kendimi hiç 37 falan hissetmiyorum.

Ne anlamda takılıyorsunuz, “40’a 3 kaldı” stresi mi?

- “Ne çabuk 37 oldum” diye düşünüyorum. 30’dan sonra çok hızlı geçti. Çok komik ama 31 ile 37 arasını hiç hatırlamıyorum nerdeyse… Yoksa yaşımdan memnunum. Bir kadının en güzel yaşları 35 ile 40 yaş arası derler…

-Kesinlikle katılıyorum. Kastedilen şey sadece fiziksel güzellik değil, ruhun olgunlaşıyor. İçimde çocukluğunu yaşayamamış bir kadın hâlâ var ama artık daha bir ‘kadın kadın’ olmaya başladım. Spor spikerliği yaptığım için hep böyle tomboy (Erkek Fatma) bir havam vardı. O havam hâlâ var ama benliğimin kadınlık kısmını da kullanır ve yaşar hale geldim. Belki de ikisinin karışımını çok iyi yapıyorum. Siz erkek enerjili bir kadınsınız…

-Evet ama bazen. Bazen de kadın enerjili oluyorum. İkisi sürekli yer değiştiriyor.

Annesiz, babasız büyüdüğünüz için mi bu güçlü duruş?

- Zor bir hayat yaşadım. Şartlar beni ister istemez biraz sert bir kadın haline getirdi. Normalde beğendiğim kadın tarzı da maskülen tarzdır zaten. Erkek arkadaşlarımla erkek muhabbeti yaparken kadın tarafımı hiç göstermem. Erkekleri kendimden uzak tutmak için de aynı formülü kullanıyorum. Yani erkeksi kadın havasına bürünebiliyorum.

Ama bazen de istediğimi elde etmek için ‘kadın kadın’ olabiliyorum. Kadınlığımın tadını çıkartıyorum yani. “Erkekler ne ister?” sorusunun cevabını çok mu iyi biliyorsunuz?

-O kadar iddialı konuşmayayım ama kafalarının nasıl çalıştığını çok biliyorum.

Aşık olunca bildiklerinizi unutuyor musunuz?

-Tabii, o zaman kadın oluyorum. Bütün arkadaşlarıma tavsiyeler veriyorum, hatta bir çoğunun yerine mesajlar atıyorum, 12’den oturtuyorum ama aşıkken ilacı kendi başıma süremiyorum.

Erkeklere nasıl SMS atılır?

-Kısa ve öz yazacaksın abi. Sayfalar dolusu paragraf okutma. Tek bir tek cümleyle derdini anlatabilirsin. Zaten bir çoğu o paragrafları okumuyor bence. Pazartesi’den Perşembe’ye her akşam gece yarısı bir spor programı sunuyorsunuz ve insanlar sizin kadar şöhretli birinin bu ‘asker olma’ halini anlayamıyor… Bunu neden yapıyorsunuz?

-NTV Spor’dan bahsediyorsak o benim çok mutlu olduğum bir yer. Çok geç bir saat olmasına rağmen, çok yormasına rağmen dinlendiriyor da… Kendimi orada şarj ediyorum, spor spikerliği beni çok mutlu ediyor.

Zekanızı gösterebildiğiniz için mi?

-Biraz öyle… Bildiğim işi yaptığım için. Fazla gece hayatım yok, bu program benim gece hayatım. Canlı yayına alışığım ben. Bağımlı bile denilebilir. İhtiyacım olan dozu alıyorum, çıkışta da çorbacıya gidiyorum tam oluyor.

6 Mart 2014 Perşembe

Adnan Oktar'ın Ne Ayak Olduğunu Anladım




CNN Türk ekranlarında yayınlanan 'Burada Laf Çok' programına konuk olan güzel oyuncu Melisa Aslı Pamuk'un bir dönem Adnan Oktar'la yolunun kesiştiği ortaya çıktı. Türkiye'ye geldiği ilk zamanlar Adnan Oktar'ın programına konuk olan Pamuk, programa katıldığından dolayı yaşadığı pişmanlığı anlattı.

"BUNLAR BENİM PEŞİME TAKILDI"

O programda hiç bir şey konuşmadığını söyleyen güzel oyuncu şu ifadelere yer verdi: "Hollanda'dan geldiğimde bunlar benim peşime takıldı, konuk ettiler. Çok tesadüf gelişti her şey. İlk geldiğim ay, kim olduğunu bilmiyorum. Karşısına geçtim sürekli 'maşallah, inşallah' diyor. Ne oluyor dedim. Sonra dinimizden bahsetmeye başladılar.

"PROGRAMDAN KOVULDUM"

Tamam ben de Müslümanım ama bu kadar dillendirmeye gerek yok. Sonra 'Hollanda'da esrar serbestmiş böyle bir şey var mı?' dedi. 'Evet' dedim. Bu adam kim, ne ayak, ne oluyor burada dedim. Esrar konusu üzerine gitmeye başlayınca beni programdan kovdular. Çünkü çok rahatsız oldum. Doğru bir yerde değilim dedim."

Tedavi gördüğü hastane de rahat durmadı.


İkinci kez kalp krizi geçiren ünlü komedyen Peker Açıkalın, tedavi gördüğü hastanede olay çıkardı!

Ünlü komedyen Peker Açıkalın’ın, ikinci kez geçirdiği kalp krizi sonrasında halen tedavi gördüğü Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni deyim yerindeyse allak bullak ettiği ortaya çıktı. Hayati tehlikeyi atlatıp normal odaya alınan Açıkalın, yoğun bakım servisinde gördüğü bir haftalık tedavi sürecinde hastaların psikolojisini bozdu.



'Dede zaten öleceksin'

Bugün'de yer alan habere göre, birçok kez asabi tavırlarıyla dikkat çeken Peker Açıkalın, yanında yatan yaşlı hastaya durmadan, “Dede sen yaşamışsın yaşayacağın kadar zaten öleceksin. Ne işin var burada, boşuna yatıyorsun kalk git; ben kalkıp gideceğim sen ise toprağa gireceksin” dediği, öğrenildi.

Hastane yetkilileri çaresi kaldı

Ünlü oyuncunun bu tavırlarına engel olamayan hastane yetkilileri son çareyi psikolojisi bozulan hastayla arasına perde çekmekte buldu. Ancak buna rağmen Peker Açıkalın’ın perde arkasından “Dede öleceksin” diye bağırdığı iddia edildi.

Sette de huzursuzluk çıkartmıştı


Peker Açıkalın rol aldığı ‘Maskeli Beşler’ adlı sinema filminin setinde de gösterdiği asabi davranışlarıyla huzursuzluk çıkarmıştı. Açıkalın, meslektaşı Şafak Sezer ile kavga etmişti. O dönem Sezer, Açıkalın’ın bu davranışları sebebiyle daha fazla strese katlanamayacağını açıklayıp, filmin devam serilerinde rol almayacağını söylemişti.

Cicişler'den selfi'ye


Son günlerde çok konuşulan 'selfie' kervanına Esra-Ceyda kardeşler de katıldı.
Esra ve Ceyda kardeşlerin selfie si instagramda...

4 Mart 2014 Salı

Oscar gecesi kocamla üçlü seks yapmaya az kaldı.


Kocamla üçlü s*ks yapmaya..'
Blue Jasmine filmindeki performansıyla bu yıl Oscar ödülünü kucaklayan Cate Blanchett, ayağının tozuyla 'The Ellen Show'a katıldı. Orada yaptığı açıklamalar ile herkesi şaşırttı.



Aynı zamanda Oscar ödüllerinin sunuculuğunu da yapan Ellen DeGeneres'in sorularını yanıtlayan usta oyuncu, Oscar heykelciğini kastederek geçtiğimiz geceyi nasıl geçirdiğini şöyle anlattı: "Kocamla üçlü s*ks yapmaya en yaklaştığımız andı..."

Güzel yıldız, daha önce de 'The Aviator' adlı filmdeki performansıyla 'En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu' ödülünü almıştı...

Kıvanç Tatlıtuğ Snejder çiftine komşu oldu.



Kıvanç Tatlıtuğ, 15 bin lira kirayla bir rezidansta ev tutarak sıkı dostları Sneijder çiftiyle komşu oldu.

PARTİ KUŞLARI BULUŞTU

Anca beraber, kanca beraber! Son dönemde yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen, birlikte partiler düzenleyen Kıvanç Tatlıtuğ ile Galatasaray'ın Hollandalı yıldızı Wesley Sneijder-Yolanthe Cabau çifti, komşu oldu. Yeni sevgilisi Başak Dizer'le beraber oturabileceği ev arayan ünlü oyuncu, Nişantaşı'nda karar kıldı.

BAŞAK DİZER'LE BERABER

Kıvanç-Başak ikilisinin yeni adresi, Maçka Armani Residence oldu. Oyuncu, daire için 7 bin 500 dolar, yani 15 bin lira kira ödeyecek. İç dekorasyonu Georgio Armani tarafından yapılan rezidansın penthouse'unda Sneijderler oturuyor.

MANGALA GEL KIVANÇ!

Sneijder çiftinin, rezidansın balkonunda mangal yapması olay olmuştu. Bakalım Kıvanç da mangal partisine katılacak mı? Sabah

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites